Her Plaza Dili Konuşan İngilizce Biliyor mudur?

Bir Pazartesi makalesiyle daha sizinle buluşma şansım olduğu için çok mutluyum. Uzun zamandır çok rastladığım bir problem üzerine yazacağım çünkü sizden de çok sık gelen bir talep bu ve de beni de rahatsız eden bir problem: “Plaza dili ve İngilizce konuşmaya etkileri.” Öncelikle plaza dilinin tanımını yapmalıyız tabi. Plaza dili, büyük miktarda yabancı kökenli (neredeyse hep İngilizce kökenli) kelimeleri içeren ve genellikle beyaz yakalılarla (ofis çalışanları) anılan bir Türkçe formu ya da jargonu olarak tanımlanabilir. Bu dil daha çok çalışma alanlarında kullanılırken gittikçe günlük hayatta da etkisini göstermeye başlamıştır. Plaza dili, Türk televizyonunda yer alan tiplemelerde de kullanılmaktadır. Genelde eğitim görmemiş ya da eğitim görse de kültürlenmemiş karakterlerin özenti dilleri ile karakterize edilmiş olan plaza dili, Jet Sosyete dizisindeki Gülse Birsel’in canlandırdığı karakterin kullandığı dil ile ve çok eğlenceli ama bir o kadar da insanı rahatsız edecek bir skeçle de Güldür Güldür Show’da örneklendirilmiştir. Aşağıda, daha iyi anlaşılması için sizinle Wikipedia’dan aldığım bir plaza dili tablosunu paylaşmak istiyorum.

 

Plaza dili Açıklama Tür
lead etmek liderlik etmek alıntı kelime
yapıyor olacağım yapacağım ödünçleme alıntı
deadline bir projenin bitiş zamanı alıntı kelime
confirm etmek onaylamak, kabul etmek alıntı kelime
update etmek güncellemek alıntı kelime
training kurum içi eğitim alıntı kelime
meeting toplantı alıntı kelime
focuslanma odaklanma alıntı kelime
aksiyon almak harekete geçmek ödünçleme alıntı
yapılabilite yapılma ihtimali ödünçleme alıntı

 

 

Tabii ki yukarıdaki örneklere daha birçoğu eklenebilir ama sanırım demek istediğim şeyi anladınız. Yukarıdaki kelimeleri kullananlar kendilerinin tam birer profesyonel olduklarını ve yaptıkları işe çok hâkim olduklarını göstermeye çalışıyorlar aslında, ancak daha önceki makalelerimde de vurguladığım dilin en temel amacını karşılayamıyorlar: anlaşılmak. Anlaşılamadıktan sonra konuşmanın anlamı ne? Üniversiteden yeni mezun olmuş, alan bilgisi çok iyi olan ve güncel teknolojiler konusunda da çok yetkin gençler işe başladıklarında bu nedenle sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Hele ülkemizdeki dil eğitiminin eksiklerini de göz önünde bulundurursak, kendilerini eksik hissediyorlar ve bildikleri kadar olan İngilizceyi bile kullanmaktan korkuyorlar. Halbuki plaza dilini konuşmakla İngilizce konuşabilmek arasında bir bağlantı yok. 3-5 yabancı kelimeyi duymuş ve bunu birbirine satmaya çalışan kişilerin kendi dillerini bile kullanamadıklarını düşünecek olursak bir yabancı dille de kendilerini ifade edebilecekleri konusunda derin kuşkularım var. Ben çok dilli yetişkinlerin, eğer dil becerileri yeterince gelişmişse, hangi dilde konuşuyorlarsa sadece o dilin kelimelerine bağlı kalarak konuşmayı tercih ettiklerine şahit oluyorum. Tabii ki uzun yıllar yurt dışında kalmış kişiler döndüklerinde ilk zamanlar gerekli kelimeleri bulmakta zorlanabiliyorlar ama yine de o kelimeleri bulmak için çabalıyorlar. Plaza dili konuşanlar işte tam da onlara benzemeye çalışıyorlar. Eş bulmak için abartılı kur dansları yapan kuşların kendilerini büyük ve güçlü göstermeye çalışmaları gibi gülünç geliyorlar bana.

 

 

Tabii ki bu özenti dil kavramı sadece bizde yok, İspanyolların “Spanglish” ve Fransızların da “Frenglish” dediği bu kavram bizde de “Türkilizce” olarak adlandırılıyor. Türkçeye de İngilizceye de yabancı olan bir dil kullanarak kimse havalı olamaz ya da çok iyi İngilizce konuştuğu imajını veremez. Kesin olan tek şey özenti gibi göründüğüdür ve bundan kurtulmanın en iyi yolu da gerçekten yabancı dil edinmek ve kendini göstermek istiyorsa da yabancı dilini kullanarak kendisini çalışma alanında geliştirmesidir. Ancak bu sayede kendisine ve çalıştığı kurumlara faydalı olabilirler. Yoksa “toplantı planlamak” yerine “meeting set ettiklerinde” ya da “kısa bilgi vermek” yerine “brief verdiklerinde” sadece skeçlere daha fazla malzeme vermiş oluyor ve aklı başında insanlar için de gülünç duruma düşüyorlar. Kendine ve ana diline saygılı olmak yabancı dil öğrenmekten vazgeçmek değildir, aksine yabancı dilleri çok iyi edinip kullanarak kendisine ve ülkesine faydalı olmaktır. Günümüzde İngilizcenin dünyanın ortak bilim, sözleşme ve iletişim dili olduğu gerçeğini İngilizce öğrenmekten kaçınarak ya da İngilizce kelimeleri ana dilimize serpiştirerek değiştiremeyiz. Bilime erişmek, teknolojiyi, tıptaki gelişmeleri ve dünyada olup bitenleri takip edebilmek için gerekli olan İngilizceyi edindirmekle uğraşarak geçti ömrüm ve bundan da hiç pişman olmadım. Ama plaza dili İngilizce değil, Türkçe de değil, Türkilizce. Ve ben o dili konuşmuyorum.

 

Evet bu makalemde de çok öğrencimden ve dostumdan bu konuda şikayetler geldiği için plaza diliyle ilgili yazma ihtiyacı hissettim. Siz dil edinimi sürecinde olan dostlarım ve öğrencilerim; bu plaza dili konuşanları anlayamadığınız için İngilizceden korkmayın, aksine eğitiminize daha çok sarılın. Ama şunu da göreceksiniz ki İngilizce ediniminde ileri seviyeye ulaştığınızda bile plaza dili kullananları anlamakta zorlanacaksınız, çünkü onlar anlaşılmamak için o dili kullanıyorlar zaten.

 

Sevgi ve sağlıkla kalın. En kısa sürede tekrar buluşmak üzere…

Seda YEKELER

 

 

0
Seda Yekeler Sorularınızı Cevaplıyor!