Disleksik Öğrencilerde Dil Edinimi

Hepinize tekrar merhabalar. Beni tanıyacak kadar uzun süredir takip edenler, eğitime ve özellikle de dil eğitimine kendini adamış bir eğitmen olduğumu bilir. Hayatımda hep dil eğitiminde yapılamayacağı düşünülen şeyleri gerçekleştirmeye çalıştım. Eğitmenler, veliler ve öğrenciler bunların yapılabileceğini bilirse, onların da hayatları değişebilir diye düşünerek de bu deneyimlerimi konferanslarla, makalelerle, televizyon ve sosyal medya yayınlarıyla paylaşmaya çalışıyorum. Bugün de yapmak istediğim bazı hayatları değiştirebilir umuduyla disleksik öğrencilerin dil edinim süreciyle ilgili tecrübelerimi ve bilgileri tüm ilgilenenlerle paylaşmak.

 

Öncelikle disleksik çocuklar için ana dillerinde okuma ve yazmayı öğrenmek bir mücadele gerektirir. Bunun üzerine bir de yabancı dil öğrenirken aynı zorlukların yaşanacağı düşüncesiyle pek çok disleksik öğrenci yabancı dil öğrenmeyi denemez bile. Disleksi bir öğrencinin ana dilinde okuma ve heceleme becerilerini etkileyen dil temelli bir öğrenme güçlüğüdür. Disleksinin çeşitli türleri olmasına ve bu nedenle bireylerin farklı semptomlar göstermesine karşın, disleksik öğrencilerin %75’i dilin bileşen seslerini ayırmakta zorlanırlar. Ancak söz konusu olan analitik düşünce, yaratıcılık, sınırları aşarak düşünmek ve sorun çözme olduğunda ki bunlar yeni bir dil sistemi ve dil bilgisi edinirken gereken temel niteliklerdir, disleksisi olan öğrencilerin bir avantajları da olabilir.

 

Bu öğrencilerin temel sorunları sesleri duymak ve bu sesleri harflerle birleştirmek, kelimeleri seslendirmek ve yeni kelimeleri ezberlemektir. Okuma ve yazma etkinliklerinde de zorlanabilirler. İlk dillerindeki okuma yazma becerilerini geliştirmeleri için kelimeleri pekişinceye kadar tekrar tekrar çalışmaları önerilmektedir. Bu şekilde kelimeleri görüntülerinden tanıma becerileri gelişir ki bu da okuma becerilerini geliştirir. Aynı uygulama yabancı dil için de geçerlidir

Buna ek olarak öğrenmek için fonolojik bir yaklaşım da benimseyebilirler ve bu yaklaşımın ikinci dil için yararlı olduğuna dair kanıtlar vardır. Yani diyelim ki İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Bunun için öncelikle en sık kullanılan seslere ve ses kombinasyonlarına alışmalısınız. Böylelikle bu yeni dildeki konuşmayı çözümleyebilirsiniz.

 

Ana dilinizde yer almayan yeni olguları hem duymak hem de üretmek daha zor olabilir. Ayrıca öğrenilen yabancı dilin yapısı da disleksik öğrenciler için önemlidir. Farklı yazılmasına rağmen aynı sesle okunan kelimelerin çok olduğu diller disleksik öğrenciler için daha zorlayıcıdır. Mesela Fransızcadaki je peux (yapabilirim), il peut (o yapabilir) ve un peu (biraz) kelimelerinin hepsi anlamları farklı olmalarına rağmen aynı sesle () okunurlar. Buna benzer sesteş kelimeler İngilizcede de çokça vardır. Ayrıca örneğin İspanyolca ve Almancada heceleme yarışmaları yoktur çünkü harflerin ne olduğu çok açıktır, ancak İngilizce için durum pek öyle değildir. Bundan dolayı da disleksik öğrencilerin İngilizcenin düzensiz (irregular) hecelemeleriyle mücadele etmeleri gerekir ve bu mücadele için geniş bir strateji repertuvarı oluşturmaları gerekir.

 

Disleksik Öğrenciler İçin İpuçları ve Tavsiyeler

Konuşma ve dinlemeyle başlayın.

Disleksik olup olmamanız önemli olmaksızın ilk günden itibaren konuşmaya odaklanmanız sizin yeni dilinizde akıcı olmanıza yardımcı olacaktır. Hepinizin ortaokul ve lisede yıllarca gramer ve kelime öğrenmelerine rağmen konuşmada çok ciddi sorunları olan tanıdıkları vardır. Bunun size ya da sevdiklerinize de olmasına izin vermeyin. Konuşma ve dinleme becerileri disleksik öğrenciler için daha kolay olmanın yanı sıra en yararlı becerilerdir.

 

Fonolojiye odaklanın.

Okuma ve hecelemeyle ilgili sorunlar genelde sesleri harflerle doğru eşleştirememekten kaynaklanır. Bu konuda kendinizi geliştirmenin en iyi yollarından birisi yabancı bir filmi, filmin kendi dilindeki alt yazılarla izlemektir. Böylece hem dinleyip hem de okurken ses-harf haritanızı güçlendirirsiniz. İlk başta anlamaya odaklanmayın, bu konu zaman içinde çözülecek bir mesele.

 

Telaffuz çalışmaları yapın.

Bir dilin seslerini öğrenmek pasif bir eylem değildir. Forvo.com gibi ücretsiz ses veri tabanlarından bazı kayıtlar indirin ve tek tek ses birimlerini çözmeye çalışın. Sadece kelime kelime değil, cümle olarak da çalışın. Unutmayın ki tek başına bir kelimenin sesi ile cümle içerisinde hızlıca okunurken ki sesi kulağa birbirinden farklı gelebilir. Özellikle takıldığınız bazı ses birimleri varsa, size yardımcı olması için YouTube videolarına bakabilirsiniz. Hatta size özellikle youglish.com sitesini öneririm. Doğrudan aradığınız kelimenin içinde geçtiği videonun tam da aradığınız kelimesinin olduğu kısmını dinlemenizi sağlayan çok faydalı bir ücretsiz site.

 

Tek-ayrımlı çift (minimal pairs) alıştırmaları yapın.

Disleksik öğrencilerin kulaklarını yeni seslere alıştırmak için dil öğrencileri sadece bir sesleri farklı olan tek-ayrımlı çiftleri çalışırlar. Çok algılı bir yaklaşım geliştirmek isteyen disleksik öğrenciler için bu inanılmaz yararlı bir alıştırmadır. Bu, kelimeleri gördükleri sırada onların seslerini duymalarından oluşan bir çalışmadır ve bazen kelimeleri yazmayı da ekleyebilirsiniz.

 

Doğru motivasyonla hedefinize odaklanın.

Birden çok motivasyon türü olduğunu biliyor muydunuz? Okulda daha iyi notlar almak ya da işinizde terfi/maaş zammı almak için öğrenme motivasyonunuz olduğunda enstrümantal olarak motive olmuşsunuzdur. Ancak, dil edinmede başarılı olmayla en güçlü bağlantısı olan bütüncül motivasyondur. Edinmeyi hedeflediğiniz dilde konuşan insanlardan ya da o dille yaratılan şeylerden bir fayda sağladığınızda olan şey budur. Edindiğiniz dili ana dili olarak konuşan insanlarla tanışıp onların kültürleri ya da tarihleri hakkında daha çok şey öğrendikçe, bir oyun oynarken takım arkadaşlarınızla iletişim kurmanız gerektiğinde, hobinizde ya da ilgi alanlarınızda merak ettiklerinizi öğrenmek için yabancı dili kullanmanız gerektiğinde bütüncül motivasyonunuz artacaktır.

 

Doğruluktan ziyade anlaşılırlığa öncelik verin.

Hatalar, bir dil edinme sürecinin doğal parçalarıdır. Çocuklar ana dillerini öğrenirken bile birçok hata yaparlar ve istisnai durumlarda kendi mantıklarını kullanarak komik denebilecek yanlışlar yaparlar. İletişim kurabilmek için mükemmel bir gramerinizin olması gerekmez. İlk etapta anlaşılır olmak yeterlidir.

 

Etrafınız edinmek istediğiniz dille sarılı olsun.

Çalışırken ya da boş zamanlarınızda yabancı dilde bir radyoyu açık bırakabilirsiniz, o dilde şarkılar dinleyebilirsiniz, haberler okuyabilirsiniz, hatta sosyal medya fenomenlerini takip edebilirsiniz. Dile ne kadar maruz kalırsanız, kulağınız o dilin seslerine o kadar çok alışacaktır. Böylelikle bir kelimenin nerede başlayıp bittiğini ayırt edebilmeye başlayacaksınız. Bu beceriniz gelişmeden kulağınıza gelen verilerden bir anlam çıkarmanız zor olacaktır.

 

Ses-harf haritanızdaki bilgilerinizi kullanarak yeni duyduğunuz kelimeleri yazmaya çalışıp sonra da kontrol etmek için sözlüğe bakabilirsiniz. Ayrıca evinizdeki eşyaların üzerine etiketler yapıştırarak edindiğiniz dildeki karşılıklarını yazabilirsiniz, görebileceğiniz yerlere yabancı dildeki metinlerin olduğu posterler asabilirsiniz.

 

Dil ediniminizi kavramsallaştırın.

Hem disleksik öğrenciler hem de öğrenme zorluğu çekmeyen diğer öğrenciler, bir kelime veya ifadeyi uygun bir bağlam içerisinde öğrenmenin daha kolay olduğunu hissederler. En nihayetinde hedef dilinizde ürettiklerinizin çoğu maruz kaldığınız girdilerden edindikleriniz olacaktır, özellikle öğrenmek için çalıştıklarınız değil. Bir bağlam içinde öğrenmek size anlamla, formla ve işlevle ilgili ipuçları sağlar ki bunları bir kelime listesinden edinmek çok daha zordur.

 

Anahtar kelime yöntemini kullanın.

Yeni kelime öğrenirken ki bir hatırlatıcı kelime/kavram yaklaşımı disleksik öğrencilerin ilk 500 kelimesini uzun süreli hafızalarına atmalarına yardımcı olabilir. Hedef dilde öğrenilmeye çalışılan kelimeye ses olarak benzeyen ana dildeki bir kelimeyi bulmak, o kelimenin uzun süreli hafızaya atılmasına önemli oranda yardımcı olur. Burada önemli olan ikisinin de aynı sesle başlamasıdır. Bu şekilde kelime haznenizi geliştirmek isterseniz Melik Duyar’ın içinde 1.000 TOEFL kelimesi olan Accelerated Word Memory Power setinden ve içinde gelen flashcardlardan yararlanabilirsiniz.

 

 

Biraz uzun bir yazı dizisi olduğunun farkındayım ama bildiklerimi ve uygulayarak başarı sağladığım yöntemleri dil ediniminin tüm paydaşlarına tanıtmayı ülkemin bana verdiklerine karşı bir borç ödeme çabası olarak düşünüyorum. Ülkemizin bir yerlerinde bu ve diğer makalelerimdeki bilgilere ulaşarak faydalanacak insanlar olacağı umuduyla yazıyorum, konuşmalar yapıyorum ve geniş kitlelere doğru bilinen yanlışları anlatmaya çalışıyorum. Her zorluğun bir kolaylığı olduğuna yürekten inanıyorum. İçinde bulunduğumuz tam kapanma döneminde kendini geliştirme azmi olan tüm insanlarımızın kendilerini gerçekleştirebilecekleri yöntemler olduğunu bilmelerini ve asla pes etmemelerini umuyorum.

 

Her zaman olduğu gibi tüm yorumlarınızı ve görüşlerinizi okuduğumu bilmenizi isterim. Bazen tüm mesajlara cevap veremesem de ekibimin sizi yönlendirecek bilgileri aktaracağını ve sizinle iletişim kuracağını bilin lütfen. Herkesi sevgiyle kucaklıyorum.

 

Seda Yekeler

Mayıs, 2021

0
Seda Yekeler Sorularınızı Cevaplıyor!