Tüm öğrencilerime ve dil dostlarına yeni bir makaleyle merhaba. Yeni bir akademik yıl açılırken bana çok sık danışılan bir konuya toplu olarak bir yanıt vermek istedim. Aslına bakarsanız eğitimle ilgili sorulan hemen hemen tüm sorular kişiseldir ve tek bir doğru cevabı yoktur. Ben mesela yurt dışında araçla yolculuk yapacaksam, bazen en kısa yolu seçerim, bazen de en güzel manzarası olanı, ormanlık alanlardan ya da deniz kenarından geçenleri. Bunu şu nedenle anlattım; bu hafta yanıtlamaya çalışacağım soru şu, “Çocuğumu Türkiye’deki Charles De Gaule, ya da Notre Damme De Sion, Üsküdar Amerikan Lisesi gibi yabancı dille eğitim yapılan okullara göndermemi önerir misiniz?” Bu soru da sizin istek, ihtiyaç ve beklentilerinize göre değişebilecek cevaplar sunabilir.
Eğitim hayatı uzun süreli bir planlama gerektiren çok önemli bir dönem. Birçok yabancı okul, bundan kastım eğitim dili bizimkinden farklı olan ve bazen de Türkiye’deki eğitim sisteminden tamamen ayrı bir müfredatı takip eden okullar, öğrencilerini anaokulundan kabul ediyor. Yani, çocuklar oldukça küçükken karar verilmesi gerekiyor. Peki siz, bu makaleyi okuyan kişi olarak çocuğunuzu bu tür okullara kaydettirmeli misiniz? Yukarıda bahsettiğim gibi herkes için tek bir cevabı olan bir soru değil bu. Bu nedenle size tercihinizde yardımcı olacak bir rehber olması açısından kaleme alıyorum bu makaleyi. Ayrıca makalemin sonunda Türkiye’deki IB – Uluslararası Lisans Akreditasyonu olan 95 okula ve CIS – Uluslararası Okullar Birliğine üye 27 okula ulaşabileceğiniz bir link koyacağım. Hadi şimdi cevaplanması gereken sorulara başlayalım:
Birçok velinin yabancı bir okul seçmesindeki amacı çocuklarının öncelikle en az bir yabancı dili ana dili seviyesinde öğrenmesidir. Yine bir başka büyük grup da çocuklarının bu okuldan mezun olduktan sonra yurt dışında iyi bir üniversitede eğitimlerine devam etmelerini istemektedir. Ülkemizdeki okulları güvenlik, eğitim kalitesi, müfredatı ve mantalitesi açısından eksik ve yanlış bulan veliler de bu okulları tercih etmekteler. Bir de son olarak yakın arkadaş ya da akrabaları bu okullara gittiği için çocuklarının da orada okumasını isteyen veliler var. Bu son gruba özellikle aşağıdaki maddeleri dikkatle okumasını tavsiye ederim, çünkü o maddelerde karşılaşacakları zorluklar ve kolaylıkları anlatmaya çalışıyorum.
Anaokulundan öğrenci alan okulları genellikle işi gereği ülkemizde bulunan yabancı ülke vatandaşları tercih ediyor olsa da artık günümüzde pek çok Türk aile de çocuklarının eğitimi için bu okulları seçiyor. Sınıfların yerli ve yabancı oranları yarı yarıya diyebilirim. Bu da veli toplantılarının okulun ana eğitim dilinde yapılması ve eve gönderilen notların da aynı şekilde aynı dilde olması anlamına geliyor. Ancak Galatasaray, Robert Kolej gibi liseden itibaren öğrenci kabul eden okullarda durum böyle değil. Bu tür okullar LGS sınavıyla öğrenci kabul ettikleri için Türk öğrenciler ve haliyle Türk veliler çoğunluktalar.
Çocuğunuz için yurt içinde yabancı dil ve müfredatla eğitim veren bir okulu seçmeden önce bu okulun denkliğinin Millî Eğitim Bakanlığınca kabul edilip edilmediğini bilmeniz sizin için faydalı olabilir. Ayrıca bu okulda herhangi bir sorun yaşamanız ama aslında aynı müfredatla eğitime devam etmek istemeniz durumunda çocuğunuzun eğitimini sürdürebileceği alternatif bir okulun olup olmadığını da en baştan araştırmak sizin için faydalı olabilir. İngilizceyi eğitim dili olarak kullanan çok sayıda okul var ancak Fransızca ve diğer dillerdeki okullar konusunda yaşadığınız şehirde tek bir okul olması da mümkün. Bunlar bazı veliler açısından dikkate alınması gereken konular. Herkes kendi çocuğunu en iyi kendisi tanır ve çocuğunun yabancı bir dil ve arkadaşlara uyum sağlayıp sağlayamayacağını önceden düşünmesi faydalı olabilir.
Yukarıda da bahsettiğim gibi veli toplantıları ve eve gönderilen notlar/ödevler okulun eğitim dilinde olacak. Ayrıca öğretmenlerin de çoğu Türkçe bilmiyor ya da sadece günlük hayatlarını idare edebilecek kadar konuşabiliyorlar. Yani siz çocuğunuzun bir sorununu, talebini ya da veli olarak beklentilerinizi okulun eğitim dilinde yapmak durumunda kalacaksınız. Bunun için yakın arkadaşlarından ya da akrabalarından yardım alan veliler tanıyorum. Hatta ben de öğrencilerimin veli toplantılarına gitmek durumunda kaldım sayısız kere. Sorunların çözümünü bizzat eline almayı tercih eden veliler için bu büyük bir problem. Çocuğunuzun ödevlerine yardım etmek ve hatta eve misafir olarak gelecek arkadaşlarıyla konuşabilmek için sizin de o dili konuşabiliyor olmanız çocuğunuzun eğitim hayatında çok büyük bir fark yaratacaktır. Ancak dil edinmek için bir motivasyonu olmayan veliler bu sayede kendilerine büyük bir motivasyon kaynağı bulabilirler ve çocuklarının hayatıyla birlikte kendi hayatlarını da olumlu yönde değiştirebilirler. Dil ediniminde en önemli kıstas ne yaş ne cinsiyet ne eğitim durumu ne de maddi imkanlardır günümüzde. İlk sahip olmanız gereken şey motivasyondur bana göre. Bir dili edindikten sonra hayatınızda olacak değişiklikleri gözünüzde canlandırabiliyorsanız artık sizin için bir zorluk kalmamış demektir.
Yabancı eğitim sistemleri arasından İngiliz, Amerikan ve Fransız müfredatlarını ve sınıf içi eğitim tarzlarını inceleme fırsatı buldum şimdiye kadar. Oğlum iki sene İngiltere’de eğitim gördü. Tarih ve coğrafya derslerinde işledikleri konularla ilgili mutlaka geziler yapıldı ve yerinde anlatıldı bu dersler. Ayrıca tiyatro oyunlarını sergileme, konserler vermek ya da yetenek yarışmalarına ve bilgi yarışmalarına katılmak için de yurt dışı gezileri düzenleniyor bu okullarda. Zorlandıkları dersler için yardım almaları gerektiğinde o dilde yardım edebilecek branş öğretmenleri bulmakta zorlanabilirsiniz ve normal özel derslere göre çok daha pahalı olabilir bu dersler. Ayrıca da kitaplar ve giysiler gibi okul materyalleri de yurt dışından geleceği için diğer özel okullara göre çok daha yüksek kırtasiye ve giyim maliyetleriyle karşılaşabilirsiniz.
Tabii ki bu şansı her zaman için var, ancak bunun için YKS’ye girmesi gerekecek çocuğunuzun ve devam ettiği okulda bu yönde bir eğitim almamış olacak. Bu nedenle liseye başladıktan sonra YKS’ye yönelik çalışmaya başlaması gerekecek okul derslerinin yanı sıra. Mesela tarih, coğrafya, Türk dili ve edebiyatı ve hatta müfredat ve dil farklarından dolayı matematik, fizik, kimya, biyoloji gibi derslere de çalışması gerekecek. İmkânsız diye bir şey olduğuna inanmıyorum eğitimde. Dediğim gibi motivasyonunuz varsa her şeyi başarabilirsiniz. Ancak bu zorluklardan da bahsetmem gerekiyor size.
Bu sorulara vereceğiniz cevapların sizi yabancı bir okul seçiminde doğru yönlendireceğini umuyorum. Ben eğitimin insanlara bilgi ezberletmekten çok eleştirel düşünceye, bilgiyi doğru kullanabilmeye, günümüz teknolojisinden en yüksek verimi almaya ve tüm dünya için yararlı bireylerin yeteneklerini keşfedecekleri bir ortam sağlamaya dayandığına inanıyorum. Bu standartları karşılayan her okul benim için iyi okuldur.
Bir öğrenci sadece böyle bir okulda başarılı olacak diye bir kural tabii ki yok, sadece bu olasılığı artırmak için “iyi” okullar arıyoruz. Ancak yukarıdaki soru-cevap bölümünde yazdıklarım siz, aileniz ya da çocuğunuz için geçerli olmayabilir. Bu durumda her türlü şartları zorlayarak yabancı bir okula soktuğunuz çocuğunuz belki de yerel ve iyi bir özel okuldan alacağı faydayı bu yabancı okullardan sağlayamayabilir. Bu nedenle yabancı okul kararı üzerinde çok düşünülmesi gereken bir karar. Umarım bu makaleyi faydalı bulmuşsunuzdur ve karar verme sürecinde yolunuzu aydınlatabilmişimdir.
Çocuklarınızın ve sizin yabancı dil ediniminizle ilgili olduğunu düşündüğüm daha önceki makalelerimi aşağıdaki linklere tıklayarak okuyabilirsiniz. Ayrıca da günlük olarak dil eğitimi ve genel olarak eğitimle ilgili paylaşımlar yaptığım sosyal medya hesaplarımı da takip edebilirsiniz.